%100 yenilebilir enerjiyle yaşayan bir ada
Küçük bir Danimarka adası teknik olarak %100 sürdürülebilir enerji kaynakları kullanıyor. Bu uygulama heryerde başarılı olabilirmi?
Danimarka adası Samso, neredeyse tamamen elektrik, ısı ve sıcak su kaynaklarından elde edilen yenilenebilir enerji kullanmakta. Adanın sahip olduğu tuhaf cazibe, birçok danirmarkalının yazın buraya gelmesini sağlıyor. Aynı zamanda Samso uzun bir geçmişten gelen kültüre sahip, örneğin kendine has mimarisiyle saman-çatılı evleri ile. Adada bir modernistin eski bir ahırı alıp, etrafını tamamen güneş enerjisi panelleri ile kaplayarak kurduğu Enerji akademisi şimdiye kadar ziyarete gelen 500.000’i aşkın turiste yenilenebilir enerji devrimi hakkında eğitim vermiş.
Adadaki 22 köy ve 4000’i aşkın insan için 11 tane bir megawattlık arazi tipi rüzgar türbini ve 10 tane 2 megawattlık dalga rüzgar türbini enerji üretiyor. Bunlar adada yaşayan insanların ihtiyacından daha fazla ve Samso 80 milyon kilowatt/saatlik rüzgardan elde edilmiş enerjiyi ihraç ediyor. Bu durumda adanın yenilenmeyen enerji (otomobil, kamyon, feribot yakıtları vs.) ile kaybettiği parayı dengelemesini sağlıyor.
Ada üzerindeki 50 metrelik 10 tane rüzgar türbini tarlaların ve köylerin üzerinde yükseliyor. Samso Enerji Akademisi direktörü Soren Hermansen, “Çocukluğumda bu tepeler, rüzgar türbinleri dikilene kadar sadece birer tümsekti” diyor. “Biz 300 senelik değirmenlere sahibiz. Buraya onları yapanlar çevresel etkileri veya kuşları düşündükleri için deği sadece burada güzel bir neden için olmaları gerektiği için yapmayı düşünmüşler. Bugünde aynısı gerçekleşiyor.”.
Kara tipi rüzgar türbinlerinden birinin üzerine tırmanıp motor kısmındaki bu devasa makineyi rüzgara karşı döndüren küçük dümeni görmek heyecan verici. Küçük bir alanda birbirine yakın 10 devasa dalga tipi rüzgar türbini daha bulunuyor. Bu türbinler en yüksek üretim için kendi etraflarında 360 derece dönebiliyorlar ancak bu türbin, fazla ısınmış vites kutusu yüzünden bakıma alınmış durumda.
Yedi Samso’lu çiftçi 5 senelik buğday ve çavdar samanı sağlamak için ısı satralleri ile anlaşma imzalamışlar. Yarım tonluk balyalar halinde depolanan samanların herbiri 1 varil petrolün verdiğinden daha fazla enerji sağlıyor. Bu balyalar bir makina ile kesilip biçiliyor ve bu parçalar vakum ile çekilerek küçük bir boru ile yan odadaki fırına veriliyor. Kışın en soğuk günlerinde 12'ye kadar sayıda balya burada öğütülebiliyor. Yakma işlemi sırasında ortaya çıkan karbondioksidi, samanların büyüme sırasında temizlediği karbondioksit dengeliyor. Brundby ve Ballen köylerinde yaşayan 260 kadar Samso’lu, ısı ve sıcak sularını yine saman yakarak sağlıyorlar. Fırın içerisinde 1.2 megawatt değerinde enerji ve 92.7 C dereceye kadar çıkabilen ısı üretilebiliyor. Artık olarak kalan kül ise çiftçilerin tarlalarına geri dönüyor.
Norby’de kurulan bölge ısıtıma merkezi, odun kırıntıları ile köylüler için sıcak su ve ısı üretiyor. Bir çok Samso’lu evine yüksek verimli odun fırınları, ocaklar veya şömineler yaptırmış ancak bunlar bölgesel ısıtma merkezine bağlantısı yapılamayan yerlerde yaşayan insanlar. Bu merkez adanın ihtiyacı olan ısı ve sıcak suyun tek başına %70ini karşılayabiliyor. Merkez ayrıca güneş ışınları yeterli seviyede olduğunda 2500 metrekarelik güneş panelleri ile ısı ve sıcak su üretiyor; özel üretilmiş 800 metre küplük izoleli tank bütün günde üretilen ısıyı (Neredeyse saatte 50 megawatt) depolayabiliyor.
En önemli konulardan biriside ısı izolasyonun sağlanması ve ısı kaybının olabildiğince az olabilmesi. Samso'da yaşayan insanlar evlerinde, geri dönüşümlü kağıttan yapılan özel bir izolasyon malzemesi kullanıyor.
Enerji akademisinin yeni bir projesi ise rüzgar türbinlerinin gece ürettiği enerjinin elektrolizer ile hidronjen üretilmesinde kullanılması. Hidrojenin ucuz olarak depolanarak fosil yakıtları yerine kullanılabilmesi sağlanırsa ekonomi açısındanda büyük faydalar sağlayacak. Samso’nun etrafını kaplayan diger yerlerdeki kömürle çalışan enerji santralleri ise uzaklardan görülüyor. Bu santralleriden her biri sadece bir ayda, Samso’nun şimdiye kadar üretilmesini önlediği karbondioksitten daha fazla salınım yapıyor.
January 19, 2010 by David Biello, Sciam
Saturday, February 06, 2010 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Bilim, Çevre, Ekonomi, Kültür, Teknoloji, Yaşam, Yeni Malzemeler, Yenilenebilir Enerji | 0 Comments
Ay'da Nefes Almak
Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları Ay taşından oksijen üretebilecek bir reaktör geliştirdi.Eğer bir Ay üssü kurulacaksa bu çok önemli bir teknoloji.
İster Ay’ın kaynaklarının kullanımı için olsun, ister uzayın daha derinliklerini keşfetme amacıyla atlama noktası olarak kullanmak için olsun, gelecekte kurulacak Ay üssünün sakinlerinin, hayatta kalabilmek için oksijene ihtiyacı olacak.Büyük miktarda oksijeni Ay’a taşımak çok pahalı, bazı tahminlere göre ton başına 100 milyon dolar kadar.Bu nedenle araştırmacılar Ay’da oksijen üretmenin daha ucuz yollarını bulmaya çalışıyor.NASA, uzun süredir Ay taşından oksijen elde etmenin yollarını arıyordu.
Cambridge Üniversitesi’nden malzeme bilimci Derek Fray ve meslektaşları, metal oksitlerden metal ve alaşım elde etmek amacıyla 2000’de icat ettikleri elektrokimyasal bir süreci biraz değiştirerek Ay taşından oksijen üretme problemine olası bir çözüm bulmuş.Fray ve meslektaşları testlerinde NASA’nın geliştirdiği, JSC-1 adlı yapay Ay taşını kullanmış.Fray her biri 1 metre yüksekliğinde üç reaktörün Ay üzerinde yılda 1 ton oksijen üretmeye yeterli olacağı öngörüyor.1 ton oksijen üretmek için 3 ton Ay taşı gerekiyor.Ekip yapılan testlerde Ay taşının oksijen veriminin neredeyse % 100 olduğunu görmüş.Üç reaktörün ihityaç duyacağı yaklaşık 4,5 kilovat enerji, güneş panellerinden hatta Ay’a yerleştirilecek küçük bir nükleer reaktörden bile elde edilebilir.
Fray ayrıca fazladan 16,5 milyon dolarlık bir projeyle, uzaktan işletilebilecek daha büyük bir reaktörün “dayanıklı bir prototipini” geliştirebileceğini ekliyor. Şu anda da Avrupa Uzay Ajansı’yla birlikte bu amaca ulaşabilmek için çalışıyor.
Monday, January 04, 2010 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Bilim, Teknoloji, Uzay, Yeni Malzemeler, Yenilenebilir Enerji | 0 Comments
5 yıl kesintisiz uçabilen hava aracı
Sadece güneş enerjisinden yararlanarak 5 yıl havada kalabilen Odysseus hava aracının keşif ve iletişimde kullanılması planlanıyor.
ABD’nin Aurora Flight Sciences şirketinin geliştirdiği ‘Odysseus’ hava aracı 5 yıl boyunca hiç yere inmeden havada kalabilecek. Aracın 150 metre genişliğindeki katlanır kanatları hassas güneş panelleriyle kaplı.
Güneş enerjisinden maksimum yararlanmak için gündüz saatlerinde ‘Z’ şeklini alan kanatlar, hava karardığında bataryalarında biriken enerjiyi verimli kullanmak için düz ve aerodinamik hale geliyor.
18 ila 27 kilometre irtifada uçabilecek şekilde tasarlanan ve donatılan Odyseeus, keşif, iletişim, çevresel izleme gibi amaçlarla kullanılabilecek.
Tasarımın temsili resimlerini yayımlayan firma, önce aracın yarı ölçekte bir örneğini inşa ederek tasarımı daha da geliştirecek. Onu izleyen beş yıl içinde de aracın tam ölçekli prototipi üretilecek ve kullanılmaya başlayacak.
http://www.darpa.mil/news_images/vulture-03.html
http://www.airforce-technology.com/features/feature53468/feature53468-1.html
Wednesday, August 26, 2009 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Teknoloji, Yenilenebilir Enerji | 0 Comments
Tesla Model S
Tesla Motors, uzun zamandan beri beklenen ikinci modeli, Tesla Model S elektrikli sedan otomobilini tanıttı.
Tesla, uzun zamandan beri beklenen nispeten ucuz ikinci modelini tanıttı. Firmanın daha üretilmeden satılan ve alıcı sırasında uzun bir listeye sahip olan Tesla Roadster modeli ile elde ettiği başarıyı göstermesi beklenen 4 kapılı yeni otomobili tamamen elektrikle çalışan bir sedan.
2011'de üretilmeye başlanması öngörülen yeni model, 57 bin dolar fiyatla satışa sunulacak. Tesla, üretimi başlatmak için gerekli olan yatırımı bulduğu anda otomobilin üretim sürecinin hızlandırılabileceğini ifade ediyor.
Tesla Model S, 209 kilometre son sürate sahip. 100 kilometre hıza 5,5 vr 6 saniye aralığında ulaşabilen otomobilin baz modeli 257 kilometre menzile sahip Lityum İyon pil ile satışa sunulacak. Otomobilde opsiyonel olarak 354 ve 483 kilometre menzile sahip iki farklı pil modelinin hazırlanmasına ise devam ediliyor.
Tesla'nın yeni modelde kullandığı ve mevcut Tesla Roadster modellerine de entegre etmeyi düşündüğü hızlı şarj modülü, otomobili 45 dakikalık şarj süresiyle tam kapasiteyle kullanmaya olanak tanıyacak. Firma yeni modelden yılda 20 bin adet üretmeyi planlıyor.
Emisyonsuz, tamamen elektrikle çalışan otomobil rüyasını hayata geçiren Tesla Motors, yeni otomobilin üretilebilmesi için 450 milyon dolarlık bir fabrika kuracak. Ancak bu fabrikayı kurabilmesi için gerekli olan yatırımı henüz sağlayabilmiş değil.
Firmanın "seri üretime geçirilmiş ilk tam elektrikli otomobil" olarak ifade ettiği Model S, Tesla'nın ikinci otomobil modeli. Firmanın iki kişilik ilk modeli Tesla Roadster, 109 bin dolarlık fiyatına rağmen spor otomobil tutkunları tarafından yoğun ilgiyle karşılanıyor. Tesla Roadster'a sahip 300 kişi bulunuyor, otomobili satın almak isteyen 1000 kişi ise listede sıranın kendilerine gelmesini bekliyor.
Saturday, August 22, 2009 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Otomotiv, Yenilenebilir Enerji | 1 Comments
Almanya, 2020 yılında yollarında 1 milyon elektrikli araç olmasını planlıyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in kabinesi, 2020 yılında Almanya’da 1 milyon adet elektrikli aracın olması ve Almanya’nın Dünya’nın bir numaralı EV (Elektrikli Araç) pazarı haline gelmesi planını kabul ettiğini açıkladı.
Alman ekonomi bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg “Öncelikli hedefimiz Almanya’nın elektro-mobilite pazarında ilk sıraya yerleşmesini sağlamaktır” diye konuştu.
Program 500 milyon euroluk ( 705 milyon dolar) batarya geliştirme araştırmaları ve şarj istasyonları yapılması desteğide içermekte.Plan, ABD başkanı Barrack Obama’nın 2015’te 1 milyon adet hibrit ve elektrikli aracın trafikte olmasını öngören planıyla benzer.
Volkswagen yöneticisi Rupert Stadler, 20 yıl içerisinde elektrikli araçların seri üretime geçeceği ve bu süre içerisinde %10 gibi bir pazar payına ulaşacaklarını belirtti.
http://www.cbsnews.com/stories/2009/08/19/tech/main5251510.shtml
http://www.reuters.com/article/GCA-GreenBusiness/idUSTRE57I50920090819
Saturday, August 22, 2009 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Otomotiv, Yenilenebilir Enerji | 0 Comments
Geleceğin ulaşım sistemi: “Shweeb”
Dünyanın ilk insan gücüyle çalışan monoray yarışpisti. Yerden 4 metre yukarıda raya asılı duran kapsüller pedal ile hareket ettirebilebiliyor.
Yeni Zelanda, Agrodome Lunaparkı’nda 2007′den bu yana eğlence ve yarış amaçlı kullanılan bir araç Shweeb. Tek raylı bir sistem üzerinde, etrafı tamamen camla kaplı, pedal çevirerek kullanılan bir sistem olan Schweeb, aynı zamanda bir hamak kadar da rahat.
Her bir kapsülün içerisinde bir kişi oturuyor ve kapsülün içindeki sistem oturanın boyuna göre, tıpkı otomobillerde olduğu gibi koltuğun ileri geri hareketiyle ayarlanabiliyor. 140 ile 200 cm arasında boyu olan herkes sadece pedal çevirerek çok rahat kullabiliyor aracı.
Bisiklet benzeri bu sistem, Yeni Zelanda’da ekstrem bir eğlence aracı kullanılıyor ama, başta Japonya olmak üzere, İngiltere gibi ülkeler de, bu sistemi toplu taşıma ağlarına uyarlamak için kolları sıvadılar.
Çevre dostu olan bu aracın gidiş hızını sürünün belirlemesi, ne benzin ne de elektrik gibi her hangi bir yakıt kullanımına ihtiyaç duyulmaması ve en önemlisi yolculuk sırasında pedal çevirirken spor yapma imkanı da sağlaması Shweeb’in geleceğin aracı olma yolundaki en önemli avantajları.
http://www.agrodome.co.nz/Agrodome/Shweeb_IDL=6_IDT=1056_ID=13558_.html
Saturday, August 22, 2009 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Teknoloji, Yenilenebilir Enerji | 0 Comments
Elektrikli Motor+240 Km Hız+150 Hp Güç+240 Km Menzil - “Mission One”
Lityum-İyon bataryalar ile yüksek performanslı bir elektrik motorunu birleştirirseniz ne olur? Yanıt: Dünyanın en hızlı elektrikli motorsikleti.
Elektrikli araç üreticilerinin en önemli hedefi en kısa sürede şarj edilebilen bataryalarla en uzun süre gidebilen araçları geliştirmektir. Mission Motors şirketinin hedefi ise hızlı dolan bir batarya ile en uzun menzile, en hızlı gidebilen bir elektrikli motorsiklet üretmek. Mission One adını verdikleri model, şirketin web sayfasında verilen bilgilere göre, 150 beygir gücünde, saatte yaklaşık 240 km hız yapabilen ve dolu bir batarya ile şarj gerektirmeden yaklaşık 240 km gidebilen bir motorsiklet.
Elektrikli olduğu için doğal olarak benzinli motorlara göre çok daha sessiz olan bu motorsiklet, 3-fazlı AC indüksiyon motora ve 240 voltluk bir enerji kaynağı ile iki saatte tam kapasite şarj olabilen sıvı soğutmalı lityum-iyon bataryalara sahip. Şu ana kadar 5 tanesi satılmış olan Mission One modelinin dağıtımına 2010 yılında başlanacağı ve satış fiyatının 69000 dolar olduğu ilan edilmiş.
Friday, August 21, 2009 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Teknoloji | 0 Comments
Japonya’da otomobillerin yarısı elektrikli olacak
2020 yılında Japonya'da satılan otomobillerin en az yarısının tümüyle elektrik veya yakıt piliyle çalışan yeni nesil modeller olması bekleniyor.
Şarj edilebilen otomobillerin pazardaki payı hızlanarak artıyor. 2020 yılı tahminleri, Japonya'da satılacak otomobillerin yarısının bu çevreci modellerden oluşacağı yönünde.
Mitsubishi ve Subaru firmalarının şimdiden piyasaya sürdüğü elektrikli modeller, henüz sadece profesyonelleri hedefliyor. Nissan da ilk modeli Leaf'i gelecek yıl piyasaya sürüyor. Yakıt piliyle çalışan otomobillerin de 2015'te yollara çıkması bekleniyor.
"Temiz" yakıtla çalışan bu araçların imalatı, şimdiye kadar ihtiyaç duyulmayan fonksiyonları içeren altyapı çalışmalarını gerektiriyor.
Bir otomobil firması yetkilisi, Japonya'da şehirlerde otomobillerin günde ortalama 30 km yol yaptığını hatırlatarak, elektrikli otomobillerin bir dolumla 160 km gidebileceğini, bunun da yeterli olacağını belirtti.
Yeni nesil otomobiller için tam teşekküllü yeni servis noktaları açılması gerektiğini düşünen hükümet, otomobil üreticilerinden geçen ay "ideal örnek sistem" geliştirmelerini istedi.
Yerel yetkililer ve üretici firmalar, elektrikli araçların kitlelerce kullanılabilmesi için yol kenarlarına standart dolum noktaları yerleştirmek amacıyla ortak çalışmalara başlamış bulunuyor.
Monday, August 17, 2009 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Teknoloji | 0 Comments
Havayla çalışan otomobil
Fransa'da hızı saatte 35 kilometreye ulaşan havayla çalışan otomobil icat edildi.
Fransa'da yarış mühendisi Guy Negre tarafından havayla çalışan otomobil icat edildi.
Otomobilde bulunan hava deposu 4 saatte maksimum kapasiteye ulaşıyor. Otomobilin hızı saatte 35 km'ye çıkabiliyor. Depolanan soğuk hava sıkıştırılarak pistonlara kuvvet uyguluyor. Egzost borusundan ise sadece temiz havanın salınıyor.
Bu buluş, mühendisler arasında da bazı tartışmalara neden oldu. Elektrikle çalışan otomobiller varken havayla çalışan bir otomobilin gereksiz olduğu kanısındalar.
Üretici firma Zero Pollution ise havayla çalışan otomobili 2011 yılına kadar Amerika’ya ulaştırmayı planlıyor. Şirket yetkilisi Shiva Vencat fiyatın 11 bin euro ile 12 bin 500 euro arasında değişeceğini belirtti.
Thursday, June 11, 2009 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Teknoloji | 0 Comments
Dünyanın en yüksek yoğunluklu pili
Hitachi, otomotiv endüstrisinde kullanılmak üzere geliştirdiği dünyanın en yüksek güç yoğunluğuna sahip lityum iyon pili duyurdu.
Hitachi tarafından duyurulan yeni lityum iyon pil, daha önceki lityum iyon pillerden 1.7 kat daha az alan kaplarken, 4500W/kg yoğunluğuyla aynı zamanda daha hafif.
Günümüzde elektrikli otomobillerin daha geniş kitleler tarafından kullanılmasının önündeki en büyük engel, motorlarına güç veren pillerin otomobilin ağırlığının neredeyse yarısını oluştururken, aynı zamanda oldukça büyük yer kaplıyor olmaları.
Daha küçük ve daha hafif piller, daha geniş kullanım alanı sağlayacağından bu tip otomobillerin daha fazla tüketicinin ilgisini çekmesi ve daha büyük bir pazar yaratılması açısından büyük öneme sahip.
Önümüzdeki sonbaharda üreticilere gönderilmeye başlanacak piller aynı zamanda cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar ve dijital kameralar gibi ürünler için de daha küçük pillerin üretilebilmesinin de yolunu açıyor.
Sunday, May 24, 2009 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Bilim, Otomotiv | 0 Comments
2009 Model Hybrid Toyota Prius Türkiye’ye Geliyor.
40 ile 50 000 TL arasında bir fiyatla satılacağı tahmin edilen dünyanın en çok satan Hybrid aracı Toyota Prius 2009 yılında Türkiye’ye geliyor.
http://www.cevreyikimkurtaracak.com/
Toyota 7 yıl genel garanti, 8 yılda hibrit bataryalarının garantisini veriyor. Normal bir araç 160 noktadan kalite testine sokulurken, Prius 174 noktadan kontrol edilmekte.(Toyota Certified Hybrid Inspection).
“Top Gear; Toyota Prius Testi”
Prius’un karoseri sınıfının en düşük sürtünme katsayısı elde edilmek için tasarlanmış. Prius küçük müdahalelerle kendi kendine park edebiliyor. Aracın kokpiti uçak gibi. Kontrollerin bulunduğu ana ekranda, elektrik ve benzinli motorun anlık tüketimi görünüyor. Prius yılın sonunda satışa çıkacak.
Toyota’nın dünyanın en çok satan hibrid otomobili unvanına sahip Prius modeli bu yıl Türkiye’de de satışa sunuluyor. Benzin ve elektriğin aynı anda kullanıldığı Prius sanki İstanbul için üretilmiş. Metrobüs inşaatı nedeniyle son 1.5 yıldır trafik sıkışıklığında yakıt tüketimi artan sürücüler bu haberi okuduğunda şaşırabilir. Çünkü Prius dur-kalk trafikte neredeyse hiç yakıt tüketmiyor.
Toyotasa’nın sadece 30 adet getirdiği ve ünlülere kullandırdığı araçlardan birini test ettik. Anahtarsız çalışabilen ve bir metre yanına yaklaşıldığında kapıları otomatik olarak açılan Prius’un kokpiti filmlerdeki geleceğin otomobillerini hatırlatıyor. Dijital bir hız göstergesi ve LCD ekranın bulunduğu araç bir düğmeyle çalışıyor. Ancak çalıştığına inanamıyorsunuz. Çünkü aracın çalıştığını sadece dijital ekrandaki ‘ready’ (hazır) yazısından anlıyorsunuz. Elektrikle çalışan araç, kokpitteki joystick vites ‘D’ konumuna alındığında sadece elektrikle sessizce yol almaya başlıyor.
Toplam 143 beygir
Bu teknolojiyi, orta sınıftaki Prius’un kaputunun altındaki iki farklı motor sağlıyor. Bunlardan biri 1.5 litre 76 beygirlik benzinli bir motor. Diğeri ise 67 beygir güç üreten elektrik motoru. Bu iki motor birleştiğinde Prius’un gücü 2.5 litrelik benzinli bir otomobile denk geliyor. Aracın torku da şaşırtıcı düzeyde yüksek. 478 Nm’lik tork, V8 motorlu 4x4’lerle aynı.
Bir depoyla 1000 km
Prius’un çalışma prensibi trafik sıkışıklığında daha az yakıt tüketmeye dayanıyor. İlk kalkışta elektrikle ilerleyen otomobil dur-kalk trafikte tekerleklerindeki dinamoya benzeyen teknolojiyle kendi kendini şarj ediyor. Kalkıştan sonra gaza biraz fazla yüklenince benzinli motor devreye girerek performansı artırıyor. Araçtaki ekran üzerinden elektrik ve benzin tüketimi anlık olarak gözlenebiliyor. Araç düz yolda ilerlerken benzinli motora eşlik eden elektrik motoru hem kendini şarj ediyor hem de tekerleklere aktardığı güçle tüketimi düşürüyor. Yavaşlarken ve frenlerken de elektrik motorunu şarj ediyor. Sonuç; 100 kilometrede ortalama 4.3 litre yakıt tüketimi. Yani 40 litrelik depoya sahip araç şehir içinde 1000 kilometreden fazla yol katediyor. Bu rakam benzinli bir otomobilin iki katına denk gelirken B sınıfındaki dizel otomobillerden bile daha iyi.
Her şey ekranda
Aracın neredeyse tüm kontrolleri LCD ekranda toplanmış. Enerji monitörü, yakıt tüketimi, klima kontrolleri, radyo/CD çalar, navigasyon, bluetooth ayarları ve yol bilgisayarıyla ilgili tüm veriler dokunmatik ekranda bulunuyor.
Diğer binek Toyota modellerinde olan tüm donanım unsurlarının bulunduğu Prius’un en önemli özelliklerinden biri de park asistanı.
Geri görüş kamerası var
Geri vitese geçildiğinde geri görüş kamerası LCD ekrana görüntüyü aktarıyor. Dokunmatik ekran üzerinde aracın dikey ya da paralel park etmesi için küçük elle müdahaleler gerekiyor. Uygun pozisyon bulunduğunda araç, direksiyona müdahale ederek park alanına giriyor. Sürücüye sadece gaz ve freni kontrol etmek kalıyor. 408 litrelik bagaj hacmi de Prius’un kalabalık aileler için de kullanışlı olduğunu gösteriyor. Toyotasa, Prius’u bu yılın sonunda getirecek. Ancak Prius, kullandığımız araçtan daha gelişmiş olan dördüncü jenerasyon olacak. Yeni araçta klima, tavandaki güneş panelinden güç alacak
Her Prius 1 ton daha az kirlilik
Prius yakıt ve çevrecilik özellikleriyle dünyanın en çok satan hibrid otomobili oluyor. Geçtiğimiz yıl hibrid teknolojisinin 10. yılını kutlayan Toyota, bugün dünyada 1.7 milyonun üzerinde hibrid araç satışıyla lider durumda. 1997-2007 yılları arasında 1 milyona yakın Toyota Prius satıldı. 10 yıldır satılan Toyota Prius ile dünyaya 1 milyon 426 bin ton daha az karbondioksit (CO2) salınımı sağlanmış oldu.
Bir Toyota Prius her yıl 1 ton daha az karbondioksit (CO2) salınımı gerçekleştiriyor. Prius benzinli standart bir otomobile göre de yüzde 43 oranında daha az CO2 salıyor.
Tuesday, February 17, 2009 | Labels: Alternatif Yakıtlı Taşıtlar, Bilim, Ekonomi, Otomotiv, Yenilenebilir Enerji | 0 Comments
- Alternatif Yakıtlı Taşıtlar
- Alternative Energy
- Archieve
- Arkeoloji
- Bilim
- Çevre
- Economy
- Ekonomi
- Environment
- Genetik
- Health
- İnternet
- Inventions
- Kültür
- Life
- Material
- Mimari
- Nanotechnology
- Otomotiv
- Politics
- Politika
- Sağlık
- Sinema
- Technology
- Teknoloji
- Tıp
- Transportation
- Uzay
- Yaşam
- Yazılım
- Yeni Malzemeler
- Yenilenebilir Enerji