Showing posts with label Arkeoloji. Show all posts
Showing posts with label Arkeoloji. Show all posts

400 yıl önce soyu tükenen 1 tonluk urus sığırı canlandırılacak.

Yaklaşık 400 yıl önce soyu tükenen 1 tonluk urus sığırı, kemiklerinden elde edilen genetik malzeme kullanılarak yeniden yaratılacak.

Prehistorik çağdan kalan duvar resimlerinde sıkça rastlanan urus sığırı kopyalanacak. En az 400 yıl önce nesli tükenen hayvanın fosillerinden genetik haritasını çıkarmayı başaran İtalyan genetikçiler, bu materyali kullanarak urusu yeninden üretmeyi deneyecek.

Avrupa ormanlaırnda yaşayan ve 400 yıldır izine rastlanmayan yaban sığırı urus, günümüzdek evcil sığırların atası sayılıyor. Urus yaklaşık 1 ton ağırlığında ve 2 metre yüksekliğinde.

Genetikçiler, urusun kemiklrinden elde edilen DNA’ları kullanarak günümüzdeki bir sığırı dölleyecek. Embryo aşamasında genetik müdahalelerde bulunacak olan ekip, urusun genlerinin ceninde hakim olmasını sağlayacak. Böylece doğan yavru urus türünün bir örneği olacak.

100119-urus.widec[1]

Çalışma Campania, İtalya’daki Deneysel Bioteknoloji Konsorsiyumu tarafından yürütülüyor. Ekip lideri Donato Matassino, ilk genetik eşleştirme çalışmalarına başladıklarını ve sonuçları beklediklerini bildirdi.

Urusun son örneği olan bir dişinin, Polonya’da bir ormanda 1627 yılında öldüğü ve böylece türün tükendiği kayıtlarda yer alıyor.

Urusu yeniden yaratma denemelerinin son örneği, Nazi iktidarı sırasında Hitler’in emriyle Almanya’da gerçekleşmişti. Çalışma başarısız oldu ve rafa kalktı.

Yaşayan fosilin videosu çekildi

Prehistorik çağdan bu yana çok az evrimleşen coelacanth türü balığa Endonezya kıyılarında rastlandı.

Japon bilim insanları, yaşayan fosil olarak bilinen ve çok nadir rastlanan ‘coelacanth’ türü balığın fotoğrafını çekmeyi başardı. Kısa süre önce doğduğu sanılan balığa Endonezya’nın Sulawesi Adası kıyılarında 528 metre derinlikte rastlandı.

Fukushima Aquamarine araştırma kuruluşunda görevli Masamitsu Iwata, boyu 32 cm civarında olduğu belirlenen genç coelacanth’ın yaklaşık 20 dakika boyunca görüntülendiğini açıkladı. Çekilen görüntülerin balığın yaşam alanı hakkında yeni bilgiler kazandıracağı düşünülüyor.

Neredeyse hiç görülmediği için zaman zaman soyunun tükendiği sanılan balığı önemli kolan özellik, prehistorik çağdan bu yana çok az evrim geçirmiş olması. Daha önce coelacanth’lara ait fosiller bulunmuş, 1938 yılına kadar da soyu tükenen prehistorik bir tür olduğuna inanılmıştı. O yıl Afrika’nın güney kıyılarında canlı bir coelacanth’a rastlanması, bilhassa evrimbilimciler arasında büyük heyecan yaratmıştı.

http://en.wikipedia.org/wiki/Coelacanth

Antik Bathonea Kentinde Kazılar Başlıyor.

''İstanbul'un yeni tarihi yarımadası'' olarak nitelendirilen antik Bathonea kentinde kazı çalışmaları başlıyor.

Geçen yıl Küçükçekmece Gölü kıyılarında keşfedilen Bathonea'da, Bakanlar Kurulu kararıyla kazı çalışmaları başlatılacak.

Kocaeli Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün'ün başkanlığını yürüttüğü İstanbul Tarih Öncesi Çağlar Araştırmaları (İTA) projesi çerçevesinde gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında izlerine rastlanan Bathonea, İstanbul'un yeni tarihi yarımadası olarak nitelendiriliyor.

Göle doğru uzanan alanda, İstanbul'un M.Ö VII. yüzyılda ''Byzas'' tarafından kurulduğu yıllara tarihlendiği düşünülen ikinci bir kent daha yatıyor.

İstanbul ve Avrupa'nın geçmişine de ışık tutacak antik kentteki kazılar, 16 Ağustos Pazar günü gerçekleştirilecek bir toplantıyla başlayacak.

Dinozor kanı bulundu

80 milyon yıllık bir dinazor fosilinde kan örnekleri bulundu.

Kollajen gibi bazı proteinlerin, DNA’dan daha uzun süre bozulmadan kaldığı biliniyor. Ancak, 65 milyon yıl önce yok olan dinazorlardan günümüze ulaşan bir örnek bulunmuyordu. Kuzey California Üniversitesi’nden Mary Schweitzer’in yürüttüğü kazı sırasında yaşanan bir kaza sonucunda bu değişti.

Kaza sonucu kırılan bir Tiranosorus bacak kemiğinde, dokular arasındaki boşlukları dolduran kolajen proteinleinin var olabileceğinden kuşkulanan bilimadamaları, kemikleri labaratuvara gönderdi.

Yapılan testlerden sonra, kemiğin 80 milyon yıl önce ölmüş bir dinazora ait olduğu ve kolajenin varlığı saptandı.

DİNAZORA AİT HEMOGLOBİN BULUNDU
Her ne kadar kolajen, önemli bir bulgu olarak değerlendirilse de, neredeyse bütün hayvanlarda ortak bulunuduğu için dinazorların evrimi hakkında fazla bir bilgi vermiyor. Ancak labaratuvar sonuçlarında, kolajenin yanı sıra, hemoglobin, elastin, laminin ve kan ya da kemik yapısına ait olduğu düşünülen hücre benzeri bazı yapıların da varlığı ortaya çıktı.

Kolajenin yanı sıra yeni bulunan proteinlerin ve diğer yapıların, dinazorların evrimi hakkında pek çok yeni bilginin önünü açması bekleniyor.