Geleceğin Erkekleri

MIKAEL KARLSSON'UN BİR kar arabası, iki av köpeği ve beş silahı var. Askerken av bekçiliğine başlayan Karlsson, boş vakitlerinde geyik vurup çocukları tuvalete alıştırmanın püf noktalarını diğer babalarla paylaşıyor
İki aylık bebeği Siri'yi kollarında sallayarak "neden doğum izni almayayım ki" diye soruyor. "Herkes alıyor" diyor. İster Stokholm'ün gözde merkezlerinde olsun, ister kutup dairesinin güneyindeki çetin ormanlarda yer alan bu köyde, İsveçli babaların yüzde 85'i doğum izni kullanıyor. Kullanmayanlar bunu ailelerine, arkadaşlarına ve meslektaşlarına açıklamak zorunda kalıyor. Diğer ülkeler hâlâ annelerin doğum izni ve kadın haklarıyla uğraşırken, İsveç belki de geleceğe bir pencere açıyor. Toplam 13 aylık doğum izni veren ve bunun en az iki ayını yalnızca babalara ayıran yasalar bu ülkede köklü bir sosyal değişim başlattı. Üstelik maaşların cömertçe ödendiği izin süresi Eylül'deki seçimlerden sonra ikiye katlanabilir. Şirketler, cinsiyeti ne olursa olsun, çalışanlarından artık izin kullanmalarını bekliyor ve terfi dönemlerinde babaları bunun için cezalandırmıyor. Bu durum kadınların maaşına da yansıyor. Ayrıca babaların rolündeki değişim, boşanma oranının düşmesine ve çocuğun velayetini anne-babanın paylaşmasına yardımcı oluyor. Kısacası, bu şaşırtıcı toplum mühendisliğinin bir sonucu olarak erkeklik yeniden tanımlanıyor. Uzun çabalardan sonra, başbakan yardımcılığı yaptığı 1995 yılında babalara bir aylık doğum izni getiren Bengt Westerberg, "Birçok erkek artık yalnızca işiyle tanımlanmak istemiyor. Kadınların çoğu, kocalarının iş dışında çocuklarına da biraz ilgi göstermesini bekliyor" diyor. 1974'te İsveç, doğum iznini yalnızca anneye değil, iki ebeveyne birden veren ilk ülke oldu. Ama o zamanlar bundan yararlanan erkeklere "kadife baba" deniyordu. Resmi kampanyalara rağmen doğum izni kullanan babaların oranı, Westerberg'in hükümete girdiği 1991'de hâlâ yüzde 6'ydı. Westerberg ülkenin bir kısır döngüye girdiğini belirtiyor. Kadınlar yalnızca âdetten değil, maaşları daha düşük olduğu için de doğum izni kullanıyor, ücret farkının sürmesini teşvik ediyorlardı. Bu arada işletmeler, erkeklerin evde bebek bakmasının kariyerle bağdaşmadığı mesajını veriyordu. 1995'teki "babalık izni" hemen etkisini gösterdi. Bir erkek evde kalmaya zorlanmıyor ama kalmaması durumunda aileyi bir aylık yardımdan mahrum bırakıyordu. Çok geçmeden her on erkekten sekizi izin kullanmaya başladı. 2002'de babalık iznine ikinci bir ay daha eklendi. Bu gelişme izin kullanan erkeklerin sayısını pek artırmadıysa da kullanılan iznin süresini ikiden fazlaya katladı. Devlet parası büyük bir teşvik unsuruydu ve isteksiz patronlara açık bir mesaj verdi. Sosyal Demokrat Parti'nin kadınlar federasyonu başkanı Nalin Pekgül, serbest meslek sahipleri, kırsal nüfus ve göçmenler arasındaki erkeklerin çok daha az izin kullandıklarını belirtiyor. Pekgül'un Stokholm'de büyük bir göçmen topluluğuyla birlikte yaşadığı semt, geleneksel kadın ve erkek rollerinin hâlâ egemen olduğu bir yer. Fakat babalık izni etkisini gösterdi. Örneğin, İsveç İş Piyasası Politikalarını Değerlendirme Kurumu'nun Mart'ta yayınladığı bir araştırma, bir babanın izin kullandığı her ay için annenin gelecekteki ücretinin ortalama yüzde 7 arttığını gösteriyor. Üniversite mezunları arasında izinlerini yarı yarıya bölüşenlerin sayısı artıyor. Bazı çiftler, ebeveynden birinin fazla baskın olmaması (veya işten fazla uzak kalmaması) için birkaç ayda bir yer değiştiriyor. Kadınlar, mevkileri yükseldikçe erkeklere daha çok benziyor. Erkek üst düzey yöneticilerden çok azı doğum izni kullanıyor ama kadın yöneticiler de böyle yapıyor. Ebeveynler çocuğun 8'inci doğum gününe kadar olan 390 günlük ücretli izni aylık, haftalık, günlük, hatta saatlik olarak kullanabiliyorlar. Ancak özel sektördeki küçük işverenler buna uyum sağlamakta zorlanıyor. 9 milyonluk İsveç, 1960'ların hızlı kalkınma yıllarında stratejik bir karar vermişti. Diğer ülkeler göçmen erkek alırken onlar kadınları işgücüne kattı. Londra Üniversitesi Eğitim Enstitüsü'nde izin politikaları uzmanı olan Peter Moss, nüfusu azalan Avrupa'da işgücünün yetersiz kalması ihtimaline karşı ülkelerin İsveç modelini incelediklerini aktarıyor. Babalık izninin zorunlu olduğu tek ülke Portekiz, ama orada da yalnızca bir hafta. Bu konuda en ileri giden ülke İzlanda. İzlanda'da baba ve annenin ayrı ayrı üçer ay doğum izni var, ayrıca üç ay da ortak izin kullanılabiliyorlar. Bu eğilim artık yalnızca küçük ülkelerle sınırlı değil. 2007'de Almanya, babalara 14 ayda iki ay ücretli izin hakkı verdi. Doğum izni uzmanı olan George Washington Üniversitesi'nden Profesör Kimberly Morgan, "Almanya yapabiliyorsa çoğu ülke yapabilir" diyor. Stokholm'ün gözde bölgelerinden Södermalm'da bebek arabalı erkekler parklarda yürüyor, kafelerde sohbet ediyor veya markette alışveriş yapıyor . 19 aylık Harry için 10 ay izin alan 35 yaşındaki Web tasarımcısı Claes Boklund yemek, temizlik ve uykusuzluğun onu başta korkuttuğunu söylüyor. Ama 6 ay sonra artık bebeğiyle çok rahat. Boklund, "Sandığınızdan hem daha zor, hem daha kolay" diyor.

0 comments:

Post a Comment