Irak'ın Tarihi Hazineleri Tekrar Yağmalanıyor

Mezopotamya'nın mirası servet avcıları tarafından harap ediliyor.

DHAHİR, Irak - Irak'taki tarihi eserlerin talan edilmesinde yine artış kaydedildi. Bu sefer sorumlu Irak'ın yeni hükümetinin umursamazlığı. Uygarlığın en eski eserlerini barındıran binlerce arkeolojik alan korumasız bırakıldı. Irak'taki antika eserlerden sorumlu kurulun yetkililerine göre artık eski eser kaçakçıları kimseden korkmadan kaçak kazılar yapıyor. Tarihi eserlerden sorumlu emniyet birimi 2008 yılında kuruldu. Bu birimin 5 bin polis memuru olması gerekiyordu. Şu anda sadece 106 memuru var ve onlarda Bağdat'taki merkez binalarını korumaya ancak yetiyor. Birimin başındaki Tuğgeneral Najim Abdullah al-Khazali, "Masamın başında oturup arkeolojik alanları koruyorum. Ama neyle? Sözlerimle mi?" diye soruyor. Bu polis birimine yeterli personel sağlayamamak, güç kullanmamak ve bunun sonucunda olan yağma, Amerikan güçleri ülkeden çekilirken yerlerine gelen Iraklı kurumların ve kanunların zayıflığını gösteriyor. Yolsuzluk, erkler ve kaynaklar ayrılığının belirsiz olması ve seçimlerden önce ve sonraki politik tıkanıklık, bakanlıkları zayıflatıyor. Bu ülkedeki tarihi eserler söz konusu olunca, Mezopotamya uygarlıklarının eşsiz kalıntılarının talan edilmesine yol açıyor. Devlet Tarihi Eserleri Koruma Kurulu'nun Başkanı Qais Hüseyin Raşid, "Bu kararları alan insanlar, konuşmalarında ve konferanslarda tarihten çok bahsediyorlar ama hiçbir şey yapmıyorlar" diyor. Bugün gerçekleştirilen yağmalar, 2003'teki Amerikan istilasını takip eden yıllardaki seviyeye henüz çıkmadı. O dönemde yağmacılar ülkenin dört bir yanına dağılarak bir zamanlar Sümer, Akat, Babil ve Acem şehirlerin bulunduğu yerlere gidip arkalarında kraterlerden başka bir şey bırakmadılar. Yine de yetkililer ve arkeologlar geçen yıl düzinelerce yeni kaçak kazı rapor etti. Dhahir'de yağmalama, bir zamanlar Dubrum olarak bilinen Sümer ticaret şehrinin yer aldığı çöle dağılmış, geçmiş uygarlığa ait parçalanmış eserlerden belli. Dhi Qar Eyaleti'nden eski antika müfettişi Abdulamir el-Hamdani'ye göre kâseler, vazolar ve diğer parçaları kenara atan kaçakçılar daha çok altın, mücevher ve yazı tabletleri gibi kaçırması ve satması kolay eserleri arıyorlar. "Bunlar bizim için paha biçilmez. Ama onlar için karaborsada satamadıkları her şey değersiz" diyor el-Hamdani. Dubrum bölgesi bazıları 3,5 metreden derin yüzlerce çukurla dolu. Bazılarının dibinde arazinin geçmişte mezarlık olarak kullanıldığını gösteren mezarlar var. Handani mezarların arkeologlar ve yağmacılar tarafından en çok değer biçilen hedefler olduğunu söylüyor. "Ne muhafız ne çit var. Arazi kocaman. İstediğinizi yapabilirsiniz" diyor. Hamdani'den sonra eyaletin antika müfettişi olan Amir Abdulrezak el-Zubaidi, kaçak kazıların yapıldığı yerlere gitmek için benzin alacak ödeneği olmadığını söylüyor. Tarihi eserler kurulunun başkanı Rashid, kurulun 2010 için talep ettiği 16 milyon dolarlık bütçenin 2,5 milyon dolara indirildiğini de söylüyor. Geçen sene Başbakan Nuri el-Maliki tarafından verilen bir emre rağmen İçişleri Bakanlığı tarafından vaat edilen polis memurları henüz gelmedi. "Başbakanın bakanlarından istediği şeyler yerine getirilmiyor" diyor. İçişleri Bakanlığı sözcüsü, tarihi eserlerden sorumlu polislerin durumuyla ilgili yorum yapmayı reddetti. "Buradan çalınan parçalar bir daha geri getirilmeyecek. Sonsuza dek yok oldular" diyor Zubaidi.

0 comments:

Post a Comment